temas etmek

Sens de "temas etmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	temas etmek	touch v.
He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth. Gökyüzünün Dünya'ya temas ettiği noktayı bulmak için bir arayışa girdi. More Sentences
2	Common Usage	temas etmek	contact v.
Virtually all of us have used them and come into contact with them. Neredeyse hepimiz onları kullandık ve onlarla temas ettik. More Sentences
General
3	General	temas etmek	touch v.
He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth. Gökyüzünün Dünya'ya temas ettiği noktayı bulmak için bir arayışa girdi. More Sentences
4	General	temas etmek	contact v.
Virtually all of us have used them and come into contact with them. Neredeyse hepimiz onları kullandık ve onlarla temas ettik. More Sentences
Sport
5	Sport	temas etmek	contact v.
Virtually all of us have used them and come into contact with them. Neredeyse hepimiz onları kullandık ve onlarla temas ettik. More Sentences
General
6	General	temas etmek	get in touch with v.
7	General	temas etmek	meet v.
8	General	temas etmek	rine v.
9	General	temas etmek	impact v.
10	General	temas etmek	palp v.
11	General	temas etmek	osculate v.
12	General	temas etmek	strike v.
Idioms
13	Idioms	temas etmek	bring into contact with v.
Technical
14	Technical	temas etmek	come into contact v.
Math
15	Math	temas etmek	osculate v.
Sport
16	Sport	temas etmek	be in contact v.

Sens de "temas etmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 38 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Phrasals
1	Phrasals	(bir şeyle) temas etmek	touch with (something) v.
Please tell me how I can get in touch with him. Lütfen onunla nasıl temas edebileceğimi söyle. More Sentences
General
2	General	elle temas etmek	touch v.
3	General	ile temas etmek	contact v.
4	General	hassas bir konuya temas etmek	touch a sore spot v.
5	General	-e temas etmek	touch on v.
6	General	-e temas etmek	touch upon v.
7	General	yüzeye temas etmek	contact the surface v.
8	General	önemli bir noktaya temas etmek	point out an important matter v.
9	General	önemli bir noktaya temas etmek	mention an important point v.
10	General	önemli bir noktaya temas etmek	touch on an important matter v.
11	General	elle temas etmek	feel v.
12	General	ucundan temas etmek	skiff [scotland] v.
13	General	gıda maddeleriyle temas etmek için tasarlanmış	designed to be in contact with food adj.
Phrasals
14	Phrasals	(bir şeye) temas etmek	meet with v.
15	Phrasals	(bir şeye) temas etmek	meet with (something) v.
16	Phrasals	(bir konuya) temas etmek/dokunmak	touch on (something) v.
17	Phrasals	(bir şeye) eliyle temas etmek/dokunmak	touch to (something) v.
18	Phrasals	(bir konuya) temas etmek/dokunmak	touch upon (something) v.
Idioms
19	Idioms	doğru noktaya temas etmek	hit the right notes v.
20	Idioms	can alıcı noktaya temas etmek	strike home v.
21	Idioms	can alıcı noktaya temas etmek	hit home v.
22	Idioms	hassas bir noktaya temas etmek	touch a sore point v.
23	Idioms	hassas bir noktaya temas etmek	touch a sore spot v.
24	Idioms	önemli bir noktaya temas etmek	make a point v.
25	Idioms	önemli bir noktaya temas etmek	make points v.
26	Idioms	soruna parmak basmak/temas etmek	put one's finger on the problem v.
27	Idioms	(birine/bir şeye) temas etmek	make contact with (someone or something) v.
28	Idioms	temas halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek	be in touch v.
29	Idioms	temas halinde olmak, bulunmak, olmaya devam etmek	keep in touch v.
30	Idioms	hassas bir noktaya temas etmek	touch (on) a sore point v.
31	Idioms	hassas bir noktaya temas etmek	touch (on) a sore spot v.
Technical
32	Technical	hava ile temas etmek	aerify v.
33	Technical	gıda maddeleriyle temas etmek için tasarlanan	designed to be in contact with foods adj.
Dentistry
34	Dentistry	(diş) çene kapandığında karşıt dişin yüzeyiyle temas etmek	occlude v.
Food Engineering
35	Food Engineering	gıda maddeleriyle temas etmek	come into contact with foodstuffs v.
36	Food Engineering	gıdalarla temas etmek	come into contact with foodstuffs v.
Military
37	Military	düşmanla temas etmek	confront with the enemy v.
Sport
38	Sport	(çim topu) yeşil alanda bir engelle temas etmek	rub v.